Yeni çalışma: Kanser Hastalarının %50’si Kemoterapiden Ölüyor!

Doktorların kemoterapideki ısrarlarına (zorlamalarına) bakılmaksızın, kemoterapi kanserle mücadelede en iyi seçenek olmayabilir, çünkü yeni bir çalışma hastaların yüzde 50’sinin kanser tarafından değil ilaçlar tarafından öldürüldüğünü gösteriyor.

“Halk Sağlığı İngiltere ve Kanser Araştırma İngiltere’den araştırmacılar, ilk kez ilk kemoterapiye başlamasından sonraki 30 gün içinde ölen kanser hastalarının sayısının araştırıldığı çığır açan bir çalışma yaptılar. İngiltere’deki hastanelerde bu ölüm oranlarına bakıldığında, araştırmacılar kemoterapiyle ilişkili endişe verici bir ölüm oranı buldular. İngiltere’de, akciğer kanseri hastalarının yaklaşık yüzde 8,4’ü ve meme kanseri hastalarının yüzde 2,4’ü bir ay içinde ölüyor.” Telegraph gazetesi.

“Ancak bazı hastanelerde bu sayı çok daha fazlaydı. Milton Keynes’de, çok az sayıda hasta olmasına rağmen, akciğer kanseri tedavisi için ölüm oranı yüzde 50,9 idi. “

Korkutucu bir şekilde, Lancashire Eğitim Hastanelerindeki bir aylık ölüm oranı, palyatif ve küratif akciğer kanseri kemoterapisine maruz kalanlar için yüzde 28 idi. Cambridge Üniversitesi Hastanelerinde palyatif olarak tedavi edilen beş meme kanseri hastasından biri tedaviden öldü. Bazı bölgelerde – Blackpool, Coventry, Derby, Güney Tyneside ve Surrey ve Sussex – akciğer kanseri hastalarının kemoterapi ile ölümleri ulusal ortalamanın “çok üzerinde” idi.

Telegraph tarafından alıntılandığı gibi, çalışmayı isteyen ulusal sağlık hizmeti İngiltere Halk Sağlığı Kanseri Lideri Dr. Jem Rashbass şunları söyledi:

“Kemoterapi, kanser tedavisinin önemli bir parçası ve son kırk yılda sağ kalım oranlarının artmasının önemli bir nedeni. Bununla birlikte, önemli yan etkileri olan güçlü bir ilaçtır ve hastayı agresif bir şekilde tedavi etmek için doğru seviyeyi bulmak çoğu zaman zor olabilir. Ölüm oranları, beklenen aralığın dışında olan hastanelerle sonuçları paylaştık ve uygulamalarını ve verilerini gözden geçirmelerini istedik ”.

Analiz için, “ 2014 senesinde kemoterapiye başlayan göğüs kanseri olan tüm kadınları ve İngiltere’de yaşayan 24 yaş ve üstü olan akciğer kanseri tüm erkek ve kadınları incelendi.

Uzun süredir, çeşitli kanserlerin tedavisi için dayanak noktası kemoterapi, son yıllarda “ilaç”, sağlıklı ve kanserojen hücreler arasında ayırım yapmadığından dolayı eleştirilmeye başlamıştır. Şimdi Lancet’te yayınlanan bu çalışma, bu şiddetli hücre yok etme özelliğinin hastalar için de hayatın sonlanması anlamına gelebileceğini gösteriyor.

Araştırmacılar, hangi hastaların, ideal olarak kemoterapi almaları gerektiğine karar vermeleri konusunda, hekimlere daha fazla dikkat etmelerini tavsiye etmiştir. Her şeyden önce, yaşlı ve zayıf hastalar, hastalıkları iyileştirmeyen, sadece hafifletme maksatlı palyatif bakıma tabi tutulmadıklarında daha iyi durumda olabilirler.

Leeds’deki St. James Hastanesinde Onkoloji Enstitüsü’nden Profesör David Dodwell, “İstatistikler, pratikte ki uygulamaların genel olarak kötü olduğunu göstermiyor ancak bazı aykırılıkların varlığını gösteriyor” dedi.

“Veri sorunları (hatalar) olabilir ve sayılar birkaç (bazı ölümlerden) ölümden dolayı önyargılı olabilir, ancak klinik uygulama sorunları (yanlış tedavi) nedeniyle de olabilir” diye devam etti.

“Hastaya, kemoterapinin hayati tehlike yaratabilecek potansiyel yan etkilere sahip olduğunun anlatılması gerektiğinin ve hastanın bunun bilincinde olmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Doktorlar kemoterapiyle kime tedavi ettikleri konusunda daha dikkatli olmalıdırlar. ”

Katılan tüm hastaneler, bilgileri gözden geçirdiklerini ve hala şu hususa bağlı kaldıklarını belirtiler: Kemoterapi güvenlidir – ancak kemoterapi için hasta seçiminin daha fazla takdire (muhtemelen doktorun takdirine bırakılması, doktorun kemoterapiye zorlanmaması) bırakılması gerekebilir.

İskoçya’nın Edinburgh eyaletindeki West General Hospital’daki Edinburgh Kanser Merkezi’nden Profesör David Cameron, “Kaygı, kemoyu takip eden 30 gün içinde ölen bazı hastalara kemonun iyi gelmemiş (kemodan ölmüş olabilmeleri) olmasıdır. Ama kaç tane hastada? Buna cevap vermenin kolay bir yolu yoktur, ancak belki de ölüm oranının yüksek olduğu yerlere / hastanelere bakılabilir. Ayrıca, daha az kemo verirsek, bazı hastalar kemo alamadıkları için ölürler. Bu çok ince bir çizgi ve ne kadar fazla veriye sahip olursak o kadar fazla dengeyi daha iyi yapabiliriz. ”

Bu arada, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki doktorlar, ölen kanser hastalarının ve ailelerinin itirazlarına rağmen kaç hastanın kemoterapiye maruz kaldıklarını (devlet baskısıyla zorlandıklarını)  göz önünde bulundurmalılar.

Bir örnekte, Hodgkin lenfoması olan 17 yaşında bir kız çocuk kemoterapiye alternatifler seçmeyi seçti, ancak doktorları – devlete ve büyük ilaç propagandasına teslim olmuş – “Aile hizmetleri kurumu” ile bağlantıya geçtiler. Bu kurum yetişkin bu gen kızı kaçırıp devlet korumasına aldı.

Sonunda, çoğu zaman felce uğratan, tedavileri gördükten sonra evine dönmesine izin verildi – ancak doktorlar bir kemo portu yerleştirmek için ameliyat olmak zorunda olduğunu kendisine söyleyince evden kaçtı. Orwell’in büyük hükümeti tarzında, inanılmaz bir eylemde bulunan Yüksek Mahkeme, devletin bu davada haklı olduğuna karar verdi – ve kaçırıldıktan ve kendi iradesine karşı istemediği bir tedavi almak zorunda kaldıktan sonra, kendi ailesiyle teması da yasaklandı.

Anlaşılması imkânsız olan bu saldırgan hadise istisna da değildir.

Aslında alternatif tedaviler var – birçok kanser için en umut verici olanı, bir esrar türevi (kenevir yağı) olan CBD yağının farklı formülasyonlarıdır. Ancak ilaçlara karşı başlatılan olağanüstü derecede başarısız savaş sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri’nin birçok bölgesinde kanser hastaları çok ihtiyaç duyulan ilaçları alamıyorlar veya gizlice tedavi göremiyorlar – ve kendi kendilerini tedavi etmek istemelerinden dolayı demir parmaklıkların arkasında (hapishane) zaman geçirmeyi göze alıyorlar.

Bu anlamda: Kendine iyi bak! Bir şampiyonun hayatını yaşa!

Dr. Leonard Coldwell

Çevirmen: Hasan Yılmaz

Kaynak: www.krebspatientenadvokatfoundation.com

Sağlık ve Sen: Manipüle edildiğini düşündüğümüz birkaç araştırma dışında kemonun kanseri iyileştirdiği ispatlanamamaktadır. Sözü geçen ve manipüle edildiği, yani verilen rakamların doğru olmadığını düşündüğümüz çalışmalarda ki iyileşme oranı %1,78 gibi utanç vericidir. Buna karşılık kemodan ölenlerin oranı sadece bu araştırma da bile %50 dir. Yani 100 kişiden 2 kişinin yaşayabilmesi için en azından 50 kişiyi öldüren bir uygulama.