Çocuklara Hangi Aşılar Neden Yapılmalı Ya Da Neden Yapılmamalı

19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik İmmunoloji-Alerji Bölümü Pediatrik İmmunoloji Alerji Teşhis ve Araştırma Laboratuvarı Başkanı Prof. Dr. Alişan Yıldıran anne ve babaların kafalarını kurcalayan soruları cevaplandırıyor.

Değerli anne ve babalar,
Kafanızın karışık olması gayet tabiidir, çünkü konu zor ve geniş. Sorularınız net, cevap da net, kendinize hangi aşılar yapıldığını düşünün, bugün yapılması şart koşulan pek çok aşı size yapılmadı. Üstelik size yapılan aşılar ülkemizde üretilen aşılardı!…
***

Aşılamanın otizme sebep olduğuna dair bilimsel bir veri, deney, ispatlanmış araştırmalar var mı, yok mu? Otizme sebep açtığı öne sürülen aşılar dışındaki etkenler üzerine de yoğun ve güvenilir araştırmalar var mı?

Elbette var, aksini ileri süren çalışmalar da var. Burada dikkat edilmesi gereken nokta araştırmayı kimin, nasıl yaptığıdır. İlaç firmalarının yaptırdığı çalışmada aşı aleyhine bir sonuç çıkacağını beklemek, mantıklı değildir.
Bu konuda aşağıdaki yazımızı okumanızı ve Türkçe altyazılı videoyu sonuna kadar seyretmenizi tavsiye ederim. Dr. Paul Offit nam-ı diğer Dr. Profit (Türkçesi paragöz) bu tartışmanın odak noktasındaki kişidir, lütfen vücud diline de dikkat edin (1).
Bu konudaki ana sorun şudur; otizm 1950’lerden önce bilinmeyen görülmeyen bir hastalık iken, bugün CDC’nin verilerine göre 1/68 oranında görülmekde ve genetik-epigenetik sebeplerle açıklanamamakda, çevresel etkenler içinde ise ancak 1960’larda yaygın olarak yapılmaya başlanan aşılar en önemli etken olarak karşımıza çıkmakdadır.
Teşhis konulma sıklığının artması tamamen hikayedir, otizmli veya otizm spektrum hastalığı olan bir çocuğu tanımak çok kolaydır. Youtube’daki otistik çocuk videolarını seyretmeniz yeterli olacaktır (2).
***

Mutlaka yapılması gereken aşılar hangileri? Hangi aşı, neden zorunlu olmamalıdır?

Kuduz aşısı dışında hiç bir aşı mecburi (Compulsory, mandatory) değildir, pek çok gelişmiş ülkede aşılar sadece tavsiye (recommended) edilir. İkinci yazımda çocukluk çağı aşı takviminin nasıl olması gerektiği konusundaki kanaatlerimi bulabilirsiniz (3, 4).
***

Uygulanması aile kararına bırakılabilecek aşılar olabilir mi?

Menenjit etkenleri bilhassa beş yaş altında grup A ve diğer streptokoklar, stafilokoklar, Hemofilus B ve neisseria olduğu için tek bir aşı ile hepsinden korunmak mümkün değildir, ülkemizde 2013 yılında ruhsat verilen ancak henüz takvime alınmamış N. Menigitidis bakterisine karşı korunma sağlayan bir aşı vardır.
Ancak, bu hastalık çok nadir görülmekdedir, görüldüğü çocuklar da ekseriya kompleman eksikliği (bir primer immün yetmezlik) olan çocuklardır. Bunlarda hastalık menenjitden ziyade çok daha ağır bir tablo olan meningokoksemi şeklinde seyreder. Bu aşı immün yetmezliği olduğu bilinen çocuklarda hayat kurtarıcıdır, ancak sağlıklı çocuklarda gerekli değildir (5).
Pnömokok aşısı, konjuge (bir proteine bağlanmış) aşı olup, immün sistemin özelliğinden dolayı iki yaş altında hemen hiç koruyucu etki oluşturamaz. Ancak kompleman eksikliği ve splenektomili (dalağı çıkarılmış) iki yaş üstü kişilerde elzemdir (6).

Rotavirüs enfeksiyonu beş yaş altındaki ishallerin büyük bir kısmını teşkil etmekdedir, 2-3 milyon vakanın sadece 20-60 kadarı o da, uygun ve vaktinde tedavi verilmediği için kaybedilmekdedir. Anne sütü alan iki yaş altı bir çocukda bu enfeksiyonun görülme ihtimali çok düşükdür.
Vahşi virüsle bir defa karşılaşdıkdan sonra, farklı suşlarla enfekte olsa bile çok hafif geçirmekdedir. Aşı ile edinilen bağışıklık da ise bu durum varid değildir. Aşı yan etkisinin en çok görüldüğü aşı budur. Bağırsak düğümlenmesi en sık görülen yan etkisi olup, en ciddî yan etkisi ise Kawasaki hastalığıdır.
Benim son bir yılda rotavirüs aşısına bağlı dört vakam oldu, biri serebrovasküler olay olup çok ağır bir vaka idi, diğerleri bağırsak düğümlenmesi (intussusception) ve kronik kabızlık şeklinde idi (7).
***

Kızamık, çocuk felci, suçiçeği vs gibi hastalıklarla aşısız başa çıkmak mümkün mü? Tamamını ya da bir kısmını yaptırmayarak çocuklarımızı ciddi bir sağlık riskine maruz bırakıyor muyuz?

Tecrübeli bir çocuk hekimi olarak çocukluk çağı hastalıklarının lüzumundan fazla abartıldığı kanaatindeyim. Buna en iyi misal su çiçeğidir. Aşısı ülkemizde son bir kaç senedir uygulanmakta olan bu hastalığı ve hastalığı geçirip hayat boyu bağışıklık kazanması için suçiçeği partisi düzenlendiğini bilmeyen yoktur sanırım.
Bu hastalığın en mühim komplikasyonu zatürrie ve ensefalit (beyin iltihabı) olup, çok çok nadir görülmektedir. Görüldüğü kişilerde primer immün yetmezlik olduğu kesin gibidir. Bu hastalığın aşısı canlı virüs ihtiva ettiği için bu çocuklarda aşı da ölümcül olabilir (8).

Çocuk felci (Polio) ile ilgili olarak 1970’li yıllarda beri dünyada sadece aşıya bağlı (ağızdan verilen aşı canlı virüs ihtiva eder) polio ve nonflask paralizi vakaları görülmekdedir. Arama motorlarında ve pubmedde vaccine-induced polio kelimeleri ile taramanız yeterlidir.
Bu konuda Dr. Suzanne Humprey’in çarpıcı videosunu seyretmenizi tavsiye ederim. Bu aşı ile ilgili Cutter ve Leicester olaylarını da hatırlatmak isterim. Ama en önemli sorun kanser virüsleri ile kontamine olmasıdır. Kısa süre önce Bill Gates’in Hindistan’da yol açdığı faciayı da mutlaka okumalısınız (9, 10, 11, 12).
***

Aşıların yan etkilerinden endişe etmeli miyiz?

Şu anda var olan hiç bir aşı yüzde yüz etkili ve güvenli değildir, her aşı bir immünolojik deneydir, tabii olmayan bir immün cevap oluşturduğu için kısa veya uzun, çok uzun vadeli yan etkiler oluşturabilir. İmmünoloji-allerji bilim dalının gelişmesini sağlayan, allerji ve anafilaksi gibi son derece önemli olguları literatüre kazandıran olgu aşılardır.
Aşılardan önce böyle olaylar yoktu. Bu sebeple anafilaksiden ölen her insan aslında aşı kurbanıdır. Güncel aşılar immün sistemin aşırı uyarılması ve destabilizasyonuna ve böylece otoimmün hastalıklara yol açmaktadır (13, 14, 15).
***

Aşılara koruyucu olarak konan ama sonra bazı aşılardan çıkarılan Timeresol ve alüminyum zararlı mıdır veya ne kadarı zararlıdır?

Cıva bileşikleri hakkında, moleküler biyokimyacı Dr Boyd’un verdiği bilgiler kafidir sanırım. Alüminyum konusunda ise bence en çok ve etkili araştırmaları yapmış olan toksikolog Dr. Tomlejenovic’e kulak vermeliyiz (16).
***

REKLAM

“Aşı yaptırmayan aile, toplumdaki salgın, bulaşıcılık riskini tetikler” iddiası doğru mudur?

Bu kavram aşıları zorla yaptırmak isteyenlerin sıkça kullandığı ama epidemiyolojisini bilmedikleri toplumsal bağışıklıktır (herd immunity). Tabii bir enfeksiyon ile daha düşük (%67) oranlarda enfeksiyon geçirmeyen kişilerin hastalığı daha hafif geçirmesine yol açmaktadır. Aynı etki aşı ile ancak %95 oranında temin edilebilmektedir.
Yukarda izah ettiğim gibi, çocukluk çağı hastalıklarında ve salgın olmayan durumlarda bu kavrama dayanarak zorla aşı yapmak etik değildir kanaatindeyim. Bu durum tam da bugünlerde ABD’de çok önemli tartışmalara yol açmış durumda.

Aşı üreticilerinin ısrarla gündeme getirmekten kaçındıkları vaccine virus shedding (aşının ihtiva ettiği virüsü aşı olan çocuğun etrafa saçması, örnek oral polio aşısı) çok daha tehlikeli olduğu kanaatindeyim (17, 18, 19).
***

Bizde de zorunlu aşıların sayısı gittikçe artıyor. Bu artışın nedeni nedir?

Bu konuyu gündeme getirmemizin sebebi de bu zaten. Aşılar sihirli değnek değildir. Yerinde, lüzumu halinde ve yan etkileri göz önünde bulundurularak kullanılması gereken bir tıbbi enstrümandır. Kısaca attığınız taş, ürküttüğünüz kurbağaya değmelidir (20).
***

Peki netice olarak bir aile nasıl karar verecek, meselenin iki ucu da can sıkıcı görünüyor…
Bu noktada sorulması gereken sorular şunlardır;

1. Neden 1990’lara kadar olduğu gibi, kendi aşımızı üretemiyoruz?
2. Neden ülkemizde 1990’lara kadar pek görülmeyen alerjiler artık bu kadar sık görülüyor?
3. Aşıların stratejik ürünler olduğunu, silah olarak kullanılabileceğini biliyor musunuz?
4. Aşı bilim kurulu neden 1/3 oranında ticarî firma temsilcileri ihtiva ediyor?
5. Her yıl 1.300.000 bebeğin doğduğu ülkemizde, her birine 46 doz aşının yapıldığı bir abonelik sistemi ne kadarlık bir ticarî pazar oluşturur, bunlar başka sağlık sorunlarına yol açarsa bu sektörün büyüklüğünü fehmedebilir misiniz?

Kaynak: https://www.otizmdunyasi.com/alisan-yildiran-asilar/