Kalbinizi Tehdit Eden Gıda – Rafine (Trans) Yağlar

Hasan Yılmaz

Dr. Johanna Budwig’in çalışmalarında 1890’lı yıllarda Avrupa’da yağların rafine edilmesiyle kanser artışının direkt ilişkili olduğunu görüyoruz. Bu konuyu “Kanser ve Rafine Yağlar” adlı makalemizde okuyabilirsiniz.

Bu makalemizde yağların rafine edilmesinin kalp üzerinde ki olumsuzluklarına dikkatinizi çekmek istiyoruz:

Yine Dr. Johanna Budwig’in çalışmalarında kalbin en temel gıdasının çoklu doymamış CİS yağ asitleri olduğunu görüyoruz.

Kalbin en temel gıdası olan çoklu doymamış yağ asitleri (cis) cihetiyle zengin soğuk pres bitkisel yağlar, maalesef rafine işlemi gördüklerinde trans yağlara dönüşmektedir. TIRANS kısmi hidrojenasyon ile çoklu doymamış yağ asitlerinin hidrojen basıncı altında ve yüksek ısıda RAFİNE edilmesini ifade eder. Rafine işlemi ile sıvı yağların katılaşması (margarinler) sağlanır. Çoklu doymamış yağ asitleri (omega – 3 ve omega – 6) trans yağlara dönüştürüldüğünde oksijenle reaksiyona girmesi engellenir ve raf ömrünün uzaması sağlanır. Görünüşte masum bir işlem gibi görünen ticari bir adım olan yağların rafine edilmesi kanserin temel sebebi olduğu gibi hastalıkların tamamında öncü rol oynamaktadır.

Rafine işlemiyle vücudun temel gıdası olan yağların TRANS yapıya dönüştürülmesi kalp için çok zararlı ve tehlikeli hale gelmektedir. Kalp ameliyatlarında kalp tarafından işlenememiş bu trans yağların tortulaşmış olduğu görülmektedir. Bilim çevrelerinin kabul ettiği bu bilgiye rağmen rafine denilen trans yağların mutfaklarımızda hâlâ baş köşede durması sağlığımız için maalesef büyük tehlike arz etmektedir.

  • Trans yağlar kanda bulunan “HDL” diye bilinen iyi kolesterolü düşürürken, “LDL”  diye adlandırılan kötü kolesterolün artmasına neden olur. Bu durum kalp krizi riskini artırmaktadır.
  • Trans yağlar arter damarlarının daralmasına ve sertleşmesine neden olur. Kandaki kolesterol miktarını artırır. Ateroskleroz olarak bilinen bu durum kalp sağlığı için zararlıdır.
  • Trans yağlar alzheimer, kanser, diyabet, obezite, karaciğer bozukluğu, kadında ve erkekte kısırlık, depresyon gibi birçok hastalığa sebep olmaktadır.

Vücudun temel gıdalarından olan yağların tabiî (doğal) yapılarını bozmadan, soğuk pres yöntemiyle elde edilmesi, tavizsiz bir kalitede olması gerekmektedir. Temennimiz toplumun bir an önce beslenme ve hastalık ilişkisini kavrayıp hazır yiyecek ve içecekten uzaklaşmasıdır. Doğal yapısı değiştirilmiş yağlar da diğer hazır yiyecek ve içecekler gibi toplumun geleceğini tehdit etmektedir. Sadece hücre zarlarının yağ lipitlerinden oluşuyor olması gerçeği bile yağın önemini anlamaya yeterlidir.

Sağlığınızdan siz sorumlusunuz. Güya sağlığınızdan sorumlu diye düşündüğünüz kişi ve kurumlar için siz müşterisiniz ve müşteri olarak kalmanız lazım. Yani hasta olmanız gerekmektedir. Varlıklarının sebebi hasta ve hastalık olan bu yapılar sizin iyileşmenizi ister mi diye kendinize sormanızın gerekiyor?

Yemeklerinizde kullanabileceğiniz bazı soğuk sıkım yağlar:

  • Sızma zeytin yağı
  • Ay çiçek yağı (mutlaka soğuk sıkım olmalı)
  • Aspir yağı
  • Haşhaş yağı
  • Susam yağı
  • Mera tere yağı
  • Hindistan cevizi yağı

Kızartmalar için:

  • Mera tere yağı
  • Hindistan cevizi yağı
  • Palm yağı

REKLAM

Aşağıdaki şemada, altta CİS ve üstte TRANS yağ asitlerinin kimyevi şemasını görmektesiniz. CİS te çift bağlantının bulunduğu C atomlarına bağlı H atomları aynı yöndeler ve kendi aralarında rezonans halinde olup enerji ve elektron bulutlarına sahipler. Çift bağlantı bölgesinde bir kırılma söz konusu. Transta adından da anlaşıldığı gibi H atomları ters yöne dönüşmüş durumda. Rezonans enerji üretimi ve elektron bulutları artık yok. Kırılma düzleşmiş durumda. Aslında biyotik yapının xenobiyotiğe dönüştüğünde nelerin olabileceğine en açık örnek.

Trans Yağ ve Doğal Yağ Asitleri